
Nereden başlayacağımı bilmediğim de olduğu gibi konuya dalış yapsam kendim gibi bir başlangıç yapmış sayılırım sanırım.
Üniversiteden mezun olunca herkes gibi ben de hayatımın en güzel dönemine başlayacağım konusunda kandırılmıştım. İşe girmek en büyük amacım olmuştu. Çünkü işe girince istediğim kadar param olacaktı ve istediğim her şeyi alabilecek istediğim her yeri gezebilecektim. Öğrenciyken hayalini kurduğum şeylere bakınca aslında hayalin bana ait olmadığını başkaları tarafından kolayca yönlendirilmiş olduğumun farkına vardım.
Velhasıl işe başladım başlamasına ama işten başka hiçbir şey de yapamaz oldum; ne gezebiliyor ne de istediğim şeyleri giyebiliyordum. Üstüne üstlük kira-fatura gibi giderler yüzünden ay sonunu zor getiriyordum. Hayatım bu kısır döngünün içerisindeyken, bir sabah uyanıp bugünü yaşamak istemediğime karar vermemle değişti. Köyüme taşındım, kendi evimi ve tavuğumu aldım demeyi çok isterdim ama o gün yine işe gittim yaklaşık 6 aydır yaptığım gibi.
Beni bugünü yaşamaya motive edecek tek şey bir gün fırsatını bulduğumda tereddüt dahi etmeden, bu döngüden çıkaracak olmam. Fırsatın gelmesini beklemeyin, fırsatınızı kendiniz yaratın diyen bir sürü kişisel gelişimci var. Onlara kulak asmayacak kadar da zeki olduğumu düşünüyorum tüm küstahlığımla. Peki ne olacak, öylece bir kenarda mucize olmasını mı bekleyeceğim? Ne olacak bu işin sonu diye de akşamları uyku kaçırıcı düşüncelere boğuluyorum. Sonra sabahı zaten biliyorsunuz.
Bu ara düşüncelerimde yalnızlaştığımı hissediyorum. Derdim anlaşılmamak değil; derdim bunları sesli söyleyebilecek kadar cesaretimin olmaması. Artık düşüncelerimi sessizliğe de gömemez oldum. En iyisi bir şeyleri günlük şeklinde yazayım dedim. Hayatımda ilk kez günlük tutuyorum. Ne kadar geveze bir insanmışım önceden demek ki hep konuşurmuşum. Şimdilik iyi oldu gibi bakalım düzenli kullanımda ne gibi etkileri olacak bu günlüğün.
Bir Cevap Yazın